Meme kanseri nedir? | Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Çakmakçı

Your Ads Here

Meme kanseri bir hastalıktır. Kanser hastalığı dediğimiz hastalıklardan bir tanesi. 200'ün üzerinde kanser türü bulunuyor ve her bir kanser türü kendine özgü davranışlar geliştiriyor. Akciğer kanseri farklı, kolon kanseri farklı, beyin kanseri farklı; meme kanseri de bunlardan biri.

Kanser hastalıklarının birtakım ortak özellikleri var. Bunun için onlara ortak bir ad, kanser adı veriyoruz. 

Kanserlerin ortak özellikleri
1. İlgili yerde çoğalan hücreler tarafından bir kitle oluşuyor. Hücreler çoğalırken, vücudumuzdaki diğer hücrelerden bağımsız olarak kanserli hücrelerde çoğalma kontrolsüz şekilde gerçekleşir. İhtiyaç yokken, hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalması ile ilgili organdaki ur gittikçe büyüyor.
2. Orada çoğalan hücreler ilgili organdan kopup başka yerlere gidebiliyorlar kan yoluyla veya lenf akımı ile. Kontrolsüz bir şekilde çoğalan hücrelerin oradan kopup kan veya lenf akımı aracılığıyla başka bölgelere sıçramasına metastaz adı veriliyor. Bu sıçrama karaciğere, akciğere, kemiklere, beyne gidebiliyor.
3. Büyüyen tümör orijinal dokuyu, büyüdüğü organın kendisini yansıtmıyor; kaotik birtakım hücreler ile organ yapısını bozuyor. 

Memede olan bu tümörlere meme kanseri adı veriyoruz. 

Meme kanserinin önemsememizin nedeni, kadında görülen en sık kanser türü olması. Meme kanseri kadınlarda görülen toplam kanser türlerinin %30'unu oluşturduğu için dikkate alınması gereken bir kanser türüdür. 

Meme kanserinin bir diğer önemli özelliği ise tanı konması çok kolay bir kanser türü. Meme kanseri hem düzenli muayene hem de mamografi, ultrasonografi gibi tarama teknikleri ile tanı konması çok basit olan kanser türlerinden bir tanesi. 

Meme kanserine erken evrede tanı konduğunda, tümörün çok büyümediği aşamalarda, tümör vücudun diğer organlarına sıçramadan tanı konabilirse, tedavisi çok kolay bir kanser türü. Meme kanseri atlanıp ileri evrelere gidildiğinde tedavisi daha zorlaşıyor. 

Sonuç olarak meme kanserlerinin hepsinin tedavisi çok başarılı ve yaşam oranları çok yüksek. Bu nedenle kanserden korkmadan gereklerini yerine getirmek gerekiyor. 

Meme kanseri belirtileri

Meme kanserinin en sık belirtisi, memede bir kitle olması. Büyüyen hücrelerin oluşturduğu tümörün dışarıdan fark edilmesi. Bu kimi zaman ele gelir, kimi zaman ise el gelmez; özellikle erken evrelerde ele gelmeyebilir. 

Meme kanseri konusunda çalışan doktorların arzu ettiği ise meme kanserine dair daha hiçbir belirti yokken, bir tümör ele gelmezken, fark edilir bir belirti yokkken tanı konması. Bu da ancak mamografi, ultrasonografi gibi tarama yöntemlerinin düzenli olarak yapılması ile mümkündür. 

Meme kanserine erken tanı konabilmesi için 40 yaşından büyük kadınların yıllık olarak meme ultrasonu ve mamografi çektirmesi gerekir. 

Tümör dışındaki biraz daha az sıklıkla görülen belirtiler
- Meme başında kanlı akıntı
- Meme başında daha önce olmayan simetri problemleri, meme başının içe çekilmesi, çökmesi veya şekil bozukluğu
- Meme derisinde yara veya kızarıklık 
- Meme derisinin portakal kabuğu şeklinde ödemlenmesi
- Koltuk altındaki lenf bezlerinin büyümesi sonucu koltuk altında kitle oluşması

Memede kitle ve büyümeyi kadının kendisinin fark etmesini önceki dönemlerde çok önemsiyor ve bu nedenle kadınları düzenli olarak elle meme muayenesi konusunda bilinçlendirmeye çalışıyorduk. Birkaç yıldır bundan vazgeçtik. Yalnız biz, Türkiye değil; tüm dünya vazgeçti. Çünkü işe yaramıyor. Yapmak isteyen, kendini muayene etmek isteyen bir kadına bunu memnuniyetle öğretiyoruz, gösteriyoruz nasıl yapılacağını. Ancak lütfen kimse kendini muayene edemiyor, kontrol edemiyor diye üzmesin. Hatta bunun için zorlamasın. Çünkü yanlış yere, tümör olmayan, kanser olmayan her şey fark edilip koşa koşa doktora gelinebiliyor, uykusuz geceler geçiriliyor. Ancak bir yandan da kocaman bir tümör öbür tarafta hiç fark edilmeden büyüyebiliyor. 

Meme kanserinin erken tanısı ve tedavisi için tarama yöntemleri ile düzenli kontrollerin aksatılmaması gerekir. Ancak tabii ki memedeki herhangi bir farklılığa, bir şişliğe, sertliğe, akıntıya karşı duyarlı olunmalıdır.

Yıllık kontrollerin yanı sıra memede herhangi bir şişlik, sertlik veya akıntı görülürse de mutlaka hekime başvurmak gerekir.  

Memede kitlelerle ilgili sık karşılaştığımız yorumlardan bazıları, "ama bendeki kitle ağrıyordu" veya "ama benim mememdeki kitle ağrımıyordu" yahut "elime bir kitle geliyor ancak bizim ailede hiç meme kanseri yok" şeklinde oluyor. Ancak bunların hiçbirinin önemi yok. Memede kansere bağlı olarak oluşmuş kitle, klasik olarak ağrısız olsa da bazı kişilerde ağrılı da görülebilir. Bu bizim için farklılaştırıcı bir özellik değil. 

Diğer konu ise meme kanserinin genetik olup olmaması üzerine. Meme kanserlerinin çoğu, aileden bağımsız kişinin kendisinde olan bir hastalık. Bunun için meme kanserinin aile ile de ilişkilendirilmemesi gerekiyor. 

Meme kanserinde risk grupları

Meme kanserinin en büyük riski kadın olmak. Kadın olmak tek başına meme kanseri olmak için risk taşıyor. Meme kanserlerinin %90'ını kişinin kendisinde olan bir genetik defekt, genetik sorun kaynaklı oluyor.

%90'ı kişinin kendi hücrelerinde olan bir bozukluk nedeniyle oluşan meme kanserinde, hücreler bu bozukluk nedeniyle şekillerini değiştirip kontrolsüz bir şekilde büyümeye başlıyor. 

Toplam meme kanserlerinin %10'u, anneden ya da babadan gelen kalıtsal bir genetik defodan kaynaklanıyor. Bu hastaların, bir şart olmasa da birtakım ayrıcalıkları oluyor. 

Kalıtsal nedenlerle meme kanserine yakalanan kişiler,
- Kanserle daha genç yaşta karşılaşabilir ve kanser hızlı ilerleyebilir. 
- Kanser her iki memede görülebilir.
- Mikroskop altında bakıldığında tiplerinde farklılık görülüyor.

Meme kanserinin çok sık görülen bir hastalık olmasından dolayı ailede  birisinin meme kanseri olması aslında çok doğal. Buna şaşmamak lazım. Bu da kaygı duyulacak, "eyvah bizim ailede meme kanseri var" denecek bir durum değil. 

Babaanneniz meme kanseriydi diyelim. Evet, bu olabilir. Ancak burada asıl önemsenmesi gereken durum şu:

Meme kanseri ailede birden çok kişide varsa, özellikle genç yaşta ve iki taraflıysa ya da erkek meme kanseri söz konusu ise bu kalıtsal durum uzmanlar tarafından önemli bulunuyor.  Yani kişi artık burada sadece kadın olarak görülmez; kadın ya da erkek olarak nitelendirilir. 

Meme kanserinde özel risk grupları
Kadının ve erkeğin 
- 1. derece v e 2. derece aile yakınları arasında birden çok meme kanseri varsa
- Meme kanseri erken yaşta görüldüyse
- Kanser iki taraflıysa (her iki memede görüldüyse)
- Erkekte meme kanseri olduysa

Bu kişiler meme kanseri için ayrı bir risk grubu olarak görülür ve bu kişilerde genetik bir defekt olup olmadığına, hücre mutasyonlarına bakmak gerekir. Çünkü meme kanserinde özel risk grubunda olan kişiler ve aileler daha erken yaştan itibaren, daha sık, daha yakından ve farklı teknikler kullanılarak izlenir. 

Algoritmalara bakarak yüksek riski olduğun bildiğimiz kadın ve erkeklerde genetik yapılarında meme kanserine neden olabilecek bir mutasyon olup olmadığına bakılabilir. Böyle bir mutasyon bulursak ya da aile öyküsü çok güçlü bir şekilde riskli ise, birkaç yöntem var meme kanseri riskini azaltmak için. 

Meme kanserine karşı yüksek risk grubunda yer alan kişiler için önleyici tedaviler

1. Meme kanserinde yüksek risk grubundaki kişilerde, özellikle bazı hormon manipülasyonları ile hormona duyarlı meme kanserinin gelişmesi önlenebilir, olasılık azaltılabilir. 

2. Meme kanserinde yüksek risk grubundaki kişilerde ilaç tedavisi dışında meme dokusunu tamamen yok ederek kansere karşı önleyici tedavi yapılabilir. Örnek vermek gerekirse, Angelina Jolie efekti, dünyada daha yaygın kitleler tarafından konunun anlaşılmasını sağladı. 

Angelina Jolie Efekt nedir?

Angelina Jolie'nin ailesinde yoğun meme kanseri bulunuyordu. Yapılan genetik analizler bilinen BRCA mutasyonunu göstermiştir. BRCA gen mutasyonları ile ilişkilidir. Yapılan testler sonucunda kendisinin 50-55 yaşlarına geldiğinde %50 olasılıkla meme kanseri olacağı ortaya konmuştur. Çünkü tıp, şu an oranları verebilir düzeyde gelişmiş durumda. Angelina Jolie veya bir başka kişi için %50 kanser olma olasılığı çok yüksek bir olasılıktır. Burada uygulanacak yöntem meme dokusunu tamamen çıkarıp meme derisini koruyup içeriye protez ve kendi dokularından rekostrüksiyon yapmaktır. Kişinin memesiz kalmadan meme dokusunu yok etmektir. 

Biz de bu yöntemi sıklıkla kullanıyoruz, meme kanseri olma olasılığı yüksek olan kişiler için. 

Meme kanseri tedavisi

Meme kanserinin tedavisinin nasıl olacağı pek çok faktöre bağlıdır. Hastanın yaşı, tümörün tipi, tümörün alt tipi, evresi, metastaz olup olmaması, memenin ve tümörün büyüklüğü gibi pek çok faktör dikkate alınarak tedavi planlanır. 

Elimizde meme kanseri tedavisi için 3 temel araç var:
1. Cerrahi tedavi (Ameliyat ile tümörün yok edilmesi, meme dokusundan çıkarılması)
2. İlaç tedavisi (Kemoterapi)
3. Işın tedavisi (Radyoterapi)

Meme kanserinde bu 3 tedavi yönteminin sırası değişebiliyor. Radyoterapi biraz daha arkada kalıyor ancak kimi zaman ilaç tedavisi cerrahi tedaviden daha önce yapılabiliyor. 

Son yıllarda hem Türkiye hem dünya ilaç tedavisini meme kanseri tedavisinde daha fazla öne almaya başladı. Meme kanseri tanısı koyduğumuz hastalarda cerrahi tedaviden önce tümör ilaç tedavisi ile küçültülüyor ve koltuk altına giden kanser hücreleri varsa, onlar yok ediliyor. Ondan sonra biraz daha kısıtlı bir ameliyat ile kanser tedavisine devam ediyoruz.

Meme kanseri tedavisinde meme koruyucu cerrahi

Bugüne kadar yaptığımız ameliyatların %80'inde memeyi koruyoruz. Memeyi bir bütün olarak çıkarmıyor; mastektomi yapmıyor, bunun yerine tümörlü alanı çıkarıyor, koltuk altındaki lenflerden de örnek alarak meme koruyucu cerrahiyi tercih ediyoruz.

Kimi zaman memeyi korumak imkanı olmuyor. Bütünüyle çıkarmak gerekiyor. Meme kanserinin cerrahi tedavisinde memenin tümünün alınması gerekiyorsa, aynı ameliyat sırasında genellikle kişiye silikon protez de takılıyor. Bu rekonstrüksiyon işlemi ile kadının ameliyattan memesiz uyanmaması sağlanıyor. 

Meme kanserinin evresine göre cerrahi tedavinin ardından meme dokusu kaldıysa, koltuk altında da tümör içeren lenf nodları varsa, bu bölgelere de radyoterapi veriyoruz. 

Meme kanserinin tedavisinin iyi yönetilmesi gerekiyor. Bu nedenle meme kanseri tedavisinde hastanın konuya hakim, bu konuda uzmanlaşmış bir grup tarafından incelenmesi ve bütüncül olarak tedavi edilmesi gerekiyor.

Meme kanseri tedavisi sonrasında hastanın izlenmesi

Meme kanseri olmuş bir kişinin ömür boyu izlenmesi gerekir. Bunu unutmamak gerekiyor. 

Dünyada yılda 1.7 - 1.8 milyon kadın meme kanseri oluyor. Bunların büyük çoğunluğu ameliyatla, ilaç tedavisiyle, radyoterapiyle tedavi edilebilir meme kanserleri. 

Meme kanseri olan bir kişinin tedavi sonrasında da belli periyodlarla izlenmesi gerekiyor. Özellikle hormona duyarlı reseptörleri olan kanserli hastaların tedavi sonrasında 5 ile 10 yıl arasında günlük ilaç tedavisi süreci başlıyor. İlk başta 3 ayda bir, sonra 6 ayda bir, ardından yıllık ancak yıllıktan da daha seyrek olmamak kaydıyla hem memeleri hem de vücudun diğer kalan metastas olabilecek dokularının ve kan tablolarının izlenmesi gerekir. 

Meme kanseri sonrası takip sürecinin konuya aşina ekiplerin olduğu, belli kuralların uygulandığı merkezlerde yapılmasında büyük yarar vardır. 

Meme kanseri tanısı alıp o ilk baştaki birkaç aylık tedavi süresinden sonra beklentimiz kadının normal hayatına geri dönmesini; biçimsel, ruhsal, hastalıksal bir seker olmadan sağlıklı bir şekilde hayatını sürdürmesi. 

Sıkça sorulan soru: Meme kanserinden nasıl korunabilirim?

Meme kanserinden korunmak için herhangi bir yöntem bulunmuyor ancak sağlıklı yaşam kanser riskini azaltıyor. Sağlıklı yaşamın içerisinde kilo kontrolü, fiziksel hareketlilik, tütün-tütün ürünleri tüketmemek ve alkolü aşırıya kaçırmamak yer alıyor.

Buna göre kansere karşı sağlıklı beslenmek, kilo almamak, özellikle menopoz sonrası kilo kontrolüne dikkat etmek gerekiyor. Spor yapmak, yürüyüş yapmak sağlıklı yaşamın vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Bir diğer konu ise sigara tüketimi. Kansere karşı tütün ve tütün ürünlerini tüketmemek gerekiyor. Alkol ise aşırıya kaçmayacak şekilde tüketilmeli. Bunlar olduğu zaman kansere karşı daha fazla bir şey yapmanız mümkün değil. 

Meme kanserine karşı neler yapabiliriz?
- Sağlıklı beslenme kurallarına uyun ve fazla kilolarınızı verin.
- Özellikle menopoz sonrası kilo almamaya dikkat edin.
- Yüyürüş, koşu gibi düzenli fiziksel aktiviteleri aksatmayın.
- Tütün ve tütün ürünleri tüketmeyin, sigarayı bırakın.
- Alkol tüketiminde aşırıya kaçmayın.
- Meme kanserinin erken tanısı için ultrasonografi ve mamografi gibi tarama yöntemleri ile düzenli kontrolleri aksatmayın. 

Your Ads Here

Your Ads Here

Your Ads Here

Your Ads Here

Newer Posts Newer Posts Older Posts Older Posts

Daha Maraqlı

Your Ads Here

Şərhlər yüklənir ......